Sünnet İçin En İdeal Ortam?

Teorik olarak sünnet ameliyathane dışında poliklinik ortamında veya muayenehanelerde de yapılabilir. Buradaki en kritik konu nereder yapılırsa yapılsın gerekli dezenfeksiyon ve sterilizasyon şartlarının uygun olması, sünnet sonrası aletlerin temizliğini ve bakımını doğru ve yeterli şekilde yapılabilmesidir. Ameliyathanelerde bu konuda en güvenli ortamlardır, ameliyathanelerde cerrahi alet temizliği ve sterilizasyonu, hastanın sünnet bölgesinin temizliği ve örtülü kalınca daha ideal şekilde yapılmaktadır. Ameliyathanede yapılan sünnetlerde hastayı monitörize edebiliyor olmak, kalp atımları, solunumunu takip edebilir olmak da ciddi bir avantajdır. Çok nadir de olsa gelişebilecek riskli durumlarda, örneğin lokal anesteziye bağlı gelişebilecek solunum problemlerinde veya anafilaksi gibi durumlarda hastanın damar yolunun açık olması, odada bir anestezisyenin bulunması çok faydalıdır. Saydığım bu nedenlerle benim kişisel düşüncem, sünnet ciddi bir cerrahi işlemdir ve tıpkı diğer birçok cerrahi işlem gibi ameliyathanede yapılmalıdır. Dünyanın bir çok gelişmiş ülkesinde sünnetler çoğunlukla ameliyathane ortamında yapılmaktadır. Ülkemizde neyse ki 2014 yılında sünneti sadece doktorların yapması yönünde bir karar alınmıştır. Ancak hala adı "sünnetçi" diye anılan bazı şahısların illegal olarak sünnet yapmaya devam ettiği bir gerçektir. Ebeveynlerin bu konuda çok dikkatli, seçici olmaları önem arz eder. Ürolojik pratiğimizde de sünnet hatalarının çok önemli yer tuttuğu bilinmelidir. Ev ortamında yapılan sünnetler, ya da toplu sünnetler son derecede sakıncalı ortamlardır. Sünnet esnasında aile üyelerinin sünneti izlemesi, ortamdaki kişilerin ellerinde bir fotoğraf makinesi ile bağırıp çağırarak çocuğa seslenmeleri son derece yanlış şeylerdir, çocuğa zarar verdiği gibi sünneti yapanın da konsantrasyonunu bozacağı aşikârdır. Erişkin döneme gelen birçok hasta çocukluk anılarını anlatırken el ve bacaklarını bastırıldığı için çok korktuklarını, sünnetten ziyade ayak ve bacaktan bastırılan yerlerdeki acıyı unutamadıklarını ifade etmektedirler. Çocuğu kurbanlık koyunu tutar gibi elinden kolundan bastırıp sıkıştırarak yapılan sünnetler 21. yüzyıla yakışmayan uygulamalardır. Anne ve babaların bir diğer kaygısı, bebekleri veya çocukları ile ameliyathaneye girip giremeyecekleridir. Ameliyathaneler belli bir tür standardlarını korumak adına genellikle anne ve babaları ameliyathanenin içerisine sokmamaktadır, doğrusu da budur. Ameliyathane girişinde hemşire çocuğu aileden teslim alırken doktorun da orada olması dikkat edilmesi gereken uygulamadır. Bu esnada çocukların ayrılık anksiyetesi ve ameliyathane korkusu yaşamamaları için henüz ameliyathaneye gelmeden önce sakinleştirici bir şurup içmeleri sağlanır, bu sayede çocuklar ameliyathaneye girdiklerini, anneden ayrıldıklarını, ameliyathane ortamını hiç hatırlamaz. Ameliyathane içerisine teslim alındıktan sonra da en kısa süre içerisinde çocuğa sünnet işlemi başlatılır. Bazı hastanelerin ameliyathaneleri, ailelerin çocuk sünnet olurken kalabilecekleri, sünnet sonrası eve gitmeden önce birkaç saat bekleyebilecekleri küçük odaları vardır. Bebekler bu şekilde sünnetten sonra anne kucağına verilebilir. Lokal anestezi ile de olsa, genel anestezi ile de olsa, bebek ve çocuklar sünnetten sonra bir odada bir iki saat müsaadede tutulmalıdır. Çocuk sakinse pansumanında kanama yoksa, çişini rahat yaptıysa, evine gönderilebilir. Genel istizan alanlar bile hastanede kalmadan 1-2 saat sonra taburcu olmaktadır.

Randevu